DİĞER
“Gelenek icat etme ve kültürel formları koruma noktasında zannedildiği kadar 'muhafazakâr' olmayan bu topluluk nasıl oluyor da sanat ve edebiyatta yüz yıldır aynı temanın etrafında dönüp durabiliyor? İcat ettiğimiz en temel geleneğin şiddet, çürümüşlük, yozlaşma ve linç kültürü (bu bir kültürse?) etrafında toplanması bize ne söylüyor?”
"Ben sanki bütün sevdiğim şeyleri okudum, sonra oturdum yazdım gibi oldu. Tam anlamıyla rahatlama duygusuyla yazdım Armağan’ı. Artık hiçbir şeye yetişememe duygusu yaşamıyorum. Hayatımda hiç bu kadar rahata ve huzura erdiğim bir nokta olmadı."
Ebru Erbaş Aysel Bora'yı uğurlarken son sözü Bora'nın yayın dünyasından sevenlerine bırakıyor: Ayça Sezen, Korkut Erdur, Maya Arıkanlı Özdemir, Melike Karaosmanoğlu, Mert Tanaydın, Saadet Özen, Sosi Dolanoğlu, Tomris Alpay, Yiğit Bener.
“Kendileriyle yapılan görüşmeler, tanıklıklar aracılığıyla 'elit', 'seçkinci' olarak adlandırılan Cumhuriyet’in ilk kuşak eğitimli kadınlarını diğer kadınlarla ortak kılan özellikleri görüyoruz. Aslında onların da diğerleri gibi cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını, erkekler üzerinden tanımlandıklarını, erkekler dünyasında var olma mücadelesi verdiklerini...”
"Şiir çalışılarak yapılan bir şey olsaydı eğer, gününün ve ömrümün en önemli bölümünü şiir yazmaya ayıran bir insanın her yazdığı bir öncekinden daha parlak bir nitelik taşırdı, öyle değil mi? Ne yazık ki öyle değil ve bunu en iyi bilenlerden birisi de Edip Cansever’in kendisi tabii ki."
Hikâye Külliyatı adlı kitapçık serisinde yayımlanan, Serdar Soydan tarafından Latin harflerine aktarılan "İşin İç Yüzü" hikâyesi ilk kez K24 Evvel Zaman sayfalarında...
Bir “siyasî iktidar”ın bir “kültür” yaratması kolay değil ama varolan kültüre müdahale etmesi, bir şeyleri durdurması, yasaklaması buna kıyasla çok daha kolay. AKP’nin de “kültürel hegemonya” arayışında dönüp dolaşıp geleceği yer burasıdır
20. yüzyıl başlarında İstanbul'un fuhuş piyasasına yönelik saldırıların çoğu özgül olarak Beyoğlu'na yöneltilmiştir
Yerli ve millîyi, sadece içe dönük, dünyaya kapalı ve zenofobik bir politika olarak değil, aynı zamanda dışarıya dönük, küresel yarışın bir oyuncusu ve küresel kapitalizmin bir uzantısı olarak da tartışmak mümkündür
Yakup Kadri'nin Kiralık Konak romanının erkek 'kahramanı'dır Hakkı Celis. Pasif bir aşk oyuncağından aktif bir özneye; âşık ve çocuk görünümlü şairden haysiyetli bir askere erkekliğine tutunarak ve savaşarak dönüşür...
Yemek ve hafıza çalışmaları sadece hatırlama, koruma ve geri getirme üzerine değil, aynı zamanda yaratma, icat etme, sahneleme, hikâyeleştirme ve romantize etme üzerinedir
Önde gelen Fransız gazeteci, yazar ve aydınlar, Türkiye’deki tutuklu gazeteci ve yazarların derhal salıverilmesi için dayanışma kampanyası başlattı...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık